Sonuçtan Değil Süreçten Sorumlusun
Yol uzun, "varmak" uzak mı geldi?
Şunu hatırla! Kuzey kutbuna kadar yürüyen adama soruyorlar, bu kadar yolu nasıl yürüdün? Basit diyor, önce bir ayağımı diğerinin önüne koydum, sonra diğerini öne getirdim. Bunu yeterince tekrarladığınızda ulaşamayacağınız bir yer yok..
Çocuk gelişimi uzmanlarının ebeveynlere en çok söyledikleri şey “çocuğunuzu sonuca değil, sürece odaklayın” olur. Yani yaptıklarının sonunda ne elde edeceğine değil, bir şeyler yapıyor olmaya değer versin. Ne muhteşem bir öneri di mi?
Bunu hayatımızın her alanına uyarlayabiliriz. Bu farkında olmaktır. Yaşadığımız ana odaklanmaktır. Ve evet zaman yönetimi bloğunda da yazdığım gibi, dün, yarın, geçen hafta yok aslında, sahip olduğumuz tek zaman dilimi şu an. Peki ama hem bir süreç içinde planlar programlar yapıp hedefler belirlerken, hem de yarın diye bir şey yok demek tezat olmuyor mu diyeceksiniz. Elbette yarınlar var sevgili arkadaşlar fakat yarının ne getireceğini bugün attığımız adımlar belirliyor. O yüzden yarını düşünerek değil, bugünü yaşayarak ulaşabiliriz hedeflerimize-hayallerimize.
Üniversite süreci için ayrı bir parantez açalım. Belli bir üniversitenin tıp fakültesini kazanmayı hedefliyorsun. Araştırdık, inceledik, bu üniversiteye yerleşmen için minimum kaç net yapman gerektiğini tespit ettik. Buna göre planlarını hazırladık. Sen de üzerine düşeni yaptın ve sınav sonunda belirlediğimiz netleri yakaladın. Peki bu senin o üniversiteye yerleşeceğini garanti eder mi? Maksimum % 99 oranında.. Geriye kalan % 1 ise diğer etkenlerdir. Bu sınava milyonlarca genç giriyor. Hedefine ulaşmanı sağlayan şey sadece senin aldığın netler değil. Diğerlerinin sonuçları ve dahası tercihleri belirleyecek senin istediğin yere yerleşip yerleşmemeni. Bu sana biraz can sıkıcı gelebilir. Fakat üzgünüm gerçekler bunlar. Peki, o zaman boşuna mı çalışıyoruz? Hayır, tabiki boşuna çalışmıyorsun. Yaptığın şey ihtimali artırmak. Yaptığın şey kendi üzerine düşeni yapmak. İşte senin sorumluluğun bu sevgili arkadaşım. Sen, istediğin bölüme yerleşip – yerleşememenden sorumlu değilsin, sen bunun olması için sana düşen kısmı yapmaktan sorumlusun. O yüzden, hedefini belirledikten sonra onu bir kenara koymalı ve oraya değil, buraya “bu ana” odaklanmalısın.
Hiç şunu yaşadın mı? Bir yere gidiyorsun, yol uzun. Belki yürüyorsun belki araçtasın, her dakika varış noktana kaç km ya da kaç dakika kaldığına bakıyorsun. Ama sen baktıkça yol uzuyor sanki. Bitmek bilmiyor. Sonra bir an dalıyorsun. Yoldaki bir şey dikkatini çekiyor. Belki ağaçlar, evler, belki yanından geçen arabalar, insanlar ya da belki aklında-hayalindeki bir şeylere kayıyor odağın. Ve sonra bir bakıyorsun ki varmışsın.. Dikkat! Buradaki kilit nokta, odağını değiştirmene rağmen ilerlemeye devam ediyor olman. İşte, yalnız sınav sürecinde değil, hayatının her alanında yapman gereken bu sevgili arkadaşım.
Seni varış noktana ulaştıracak yol haritan hazır mı? O halde 9 ay sonra ne olacağıyla ilgilenme.. 3 ay sonra TYT bitecek mi bitmeyecek mi diye kaygılanma.. 2 hafta sonra hangi konuyu çalışacağını düşünme.. Yarını bile bırak bir kenara.. Yalnızca, her sabah uyan ve o gün ne yapman gerektiğine odaklan. Her gün o günün görevlerini tamamladığında, zaten kendiliğinden 2 hafta, 3 ay ya da 9 ay sonraki görevlerini de tamamlamış olacaksın. Adım adım yürüdüğünde yolun nasıl bittiğini anlamayacaksın.
Kısacası sevgili arkadaşım, anı fark et, onu yaşa. Sonuç peşinden gelecektir, merak etme…