Zamanı Yönetme Sanatı
ZAMANI YÖNETME SANATI..
Durduramayacağın, tutamayacağın, geri getiremeyeceğin tek şey zaman.. Belki de bu yüzden bu kadar kıymetli.
Bir güne neler sığar, bi’ düşünsene.. 24 saat.. Hadi bunun 6 saatini uyuyarak geçirdin, bir yetişkin için 6 saat uyku gayet yeterlidir, hiç mızmızlanma, 18 saat kalıyor geriye. Günde 8 saat ders çalışsan, hala fazladan 10 saatin var demektir, di mi? Matematik yalan söylemez.. O halde neden öğrencilerimden en sık duyduğum cümle “hocam yetişmiyor, zaman yetmiyor” oluyor? Acaba nerede yanlış yapıyoruz?
Zaman coşkun bir nehir gibi akıp gider. Kimilerinin geride bırakamadıkları vardır, onunla savaşır, akıntının tersine yüzmeye çalışır, yorulur, tükenir ve en nihayetinde “zamana yenik düşerler”.. Kimileri zamanın geçişini kabullenemez, durmak ister, bir kayaya tutunur ve zamana direnir, fakat onlar da sonunda hırçın akıntıdan ağır yaralar alarak kaybederler bu savaşı.. Kimileri ise bu muhteşem nehrin akışına uyum sağlar, onunla beraber yüzer, akıntının onu gideceği yere ulaştırmasına izin verir ve manzaranın tadını çıkarırlar.
Senin seçimin hangisi?
Elbette ki her aklı başında insan gibi sen de 3. seçeneği tercih edeceksin.. Di mi?
Peki, bunu nasıl yapacaksın? Zamanla nasıl uyum sağlar ve onu en verimli şekilde nasıl kullanabilirsin? İşte şimdi esas meseleye geldik..
Zamanı etkin ve verimli kullanabilmek için gerekli en temel kuralları sana açıklamaya çalışacağım.
- Planlama Yap
Ne demiştik; planlanmayan gün bir an gibi kısadır. Gününü planla ve kendi hikâyeni yaz.
Spontane yaşamanın güzel ve eğlenceli tarafları vardır şüphesiz, fakat bir amacın varsa oraya nasıl ulaşacağını planlamak ve bu plana göre hareket etmek durumundasın. Bunu yaptığında hem hedeflerine ulaşma olasılığını artıracak hem de gününü daha verimli kullanabildiğini fark edeceksin.
Bir gününün nasıl geçeceğini, hangi saatte uyanıp, hangi aktiviteleri gerçekleştireceğini, ne kadar süre-hangi alanda çalışma yapacağını, kısacası o günkü tüm görev ve sorumluluklarını belirlemeli ve bunları mutlaka yazmalısın. Ayrıca tamamladığın her görev sonunda kâğıda tik atarak beynine “başardım” mesajı vereceğini, böylece beyninin mutluluk hormonu salgılayacağını biliyor muydun? Motivasyonu artıran en iyi yöntemlerden biridir bu.
- Ertelemekten Vazgeç
Sana bir sır vereceğim. Dün, yarın, gelecek hafta, geçen yıl vs. vs. bunlar birer yalan.. Dünyada tek bir zaman dilimi var, o da ŞU AN…
Her ne yapacaksan başlamak için en mükemmel zaman şuandır. Yapman gereken şey için bir türlü harekete geçemediğini, oturduğun koltuktan kalkamadığını, bir türlü başlayamadığını fark ettiğin an, uygulayabileceğin basit bir teknik var. 5 saniye kuralı.
Ne yapacağını kendine tekrar et ve 5’ten geriye doğru say. 1 dediğinde başlayacaksın. Tekniği uyguladıkça erteleme ya da üşenme alışkanlığının da günden güne kaybolduğunu göreceksin. Çünkü bir işi ertelemene sebep olan en önemli etkenlerden biri üzerinde fazlaca düşünmektir. Düşündüğün sürece iş gözünde büyür, gittikçe daha zor gibi gelir, ayrıntılarda boğulur ve belki de kendini hazır hissetmemeye başlarsın vs. 5 saniye kuralı ile beynine düşünme zamanı vermiyor böylece bahaneler üretmesini de engellemiş oluyorsun. Ayrıca şu önerilere de göz atabilirsin.
- Yapılacaklar listesi hazırla
- En zor işi en başta yap
- Kendine motive edici bir ödül belirle
- Mükemmel zamanı bekleme
- Zaman Hırsızlarına Yenilme
Elbette ki çağımızın en büyük zaman hırsızı, senin de ilk aklına gelen şey, sosyal medya uygulamaları. Girdiğinde zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığın bir dünya sunuluyor bu uygulamalarla ve evet pek çoğu da eğlenceli, ilgi çekici içeriklere sahip, kabul. Fakat sen de biliyorsun ki neredeyse tümü gereksiz, bir şey öğretmekten uzak, beyni yoran ve ciddi anlamda zaman kaybettiren uygulamalar. Evet, insan bazen kendi hikâyesinden uzaklaşmak ve farklı hikayeleri izlemek istiyor. Bunun için harika iki yöntem var, kitap okumak ya da güzel bir film izlemek.
Hedefe yürürken bir şeylerin ayağına takılmasına izin verme. Kontrol edebildiğin tüm oyalayıcıları –en azından bir süreliğine- hayatından çıkarmak sana çok iyi gelecek.
Tabi ki hayatımızdaki tek oyalayıcı ekran değil. Seni hedefinden şaşırtacak arkadaşlar, isteyerek ya da istemeyerek üzerine aldığın sorumluluklar, fazla uyku, erteleme alışkanlığı vs. Bir gününün nasıl geçtiğini, nelere ne kadar zaman ayırdığını düşünüp kendi oyalayıcılarını tespit etmeli ve uzaklaşabildiklerinden uzaklaşmalısın.
- Beslenme ve Uyku Düzenine Özen Göster
Zamanı verimli ve etkili şekilde kullanmak, bir güne pek çok şey sığdırabilmek istiyorsak, vücudumuza tüm bunları yapabilecek enerjiyi vermek zorundayız, di mi?
İyi ve doğru beslenme, sağlıklı ve enerjik bir vücudun en temel ihtiyaçlarındandır.
Çok sevdiğim bir şiirde şöyle diyor;
Kucakladın mı, sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını,
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin,
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin…
Vermek istediğim mesaj şu ki, ne kadar sıkı çalışırsan bir o kadar da sıkı dinlenmelisin. Eğer beyninden ve vücudundan çizdiğin yolda seninle yürümelerini, seni hedeflerine ulaştırmalarını istiyorsan o halde onlara kaliteli bir uyku ve sağlıklı gıdalar vermelisin.
- Dış Faktörleri Dışarıda Bırak
Beni bana bıraksalar her şey çok güzel olurdu dediğin anlar mutlaka olmuştur. Haklısın, bazen hayat sınırlarımızı zorlar. İsteyerek ya da istemeyerek yapmak zorunda kaldığın işler, sorumluluklar, çevrendeki insanların getirdikleri sıkıntılar, müdahil olmak zorunda olduğun ya da maruz kaldığın sıkıntılar, arkadaş ilişkileri, trafik, gürültü, maddi imkânsızlıklar, memleket meseleleri falan derken bi’ de bakarız ki hayatımızın kontrolü ellerimizden çıkmış.
Keşke sihirli bir değneğim olsaydı da seni mutlu, huzurlu, kaygısız ve müreffeh bir hayata ışınlayabilseydim dediğim pek çok öğrencim oldu ve belki sen de onlardan birisin. Fakat maalesef böyle bir değneğim yok, olsa dükkân senin. O halde gel kontrolümüz dışındaki olaylarla nasıl baş edebileceğimize bakalım.
Kilit nokta kapılarını kapatabilmek. İç dünyanın kapılarından bahsediyorum. Evet olayları kontrol edemeyiz belki ama bizi nasıl etkileyeceklerini kontrol edebiliriz. Fiziksel olarak maruz kaldığın sıkıntıların psikolojini etkilemesini önleyebilirsin.
Kendime hep söylediğim bir söz var, değiştiremeyeceğin şeyler için kafa yorma. Kabul et ve devam et…
Her gün trafikte takılıyor musun? Peki bunu değiştirebilir misin? Başka bir semte taşınmak ya da gideceğin yere helikopterle gitmek gibi opsiyonların varsa ne ala ama yoksa kabul et ve devam et. Belki trafikteki zamanı değerlendirecek bir şeyler bulabilirsin.
Sürekli gürültüye mi maruz kalıyorsun? Eğer değiştiremiyorsan kabul et, tak kulaklığını ya da tıka pamuklarını ve devam et.
Arkadaşınla sorunlar mı yaşıyorsun? Çözüm var mı? Çöz. Çözüm yok mu? Bu da böyle bir oluşum işte de kabul et ve devam et.
Yolunu çizdin mi güzel arkadaşım? O halde o yolda devam et. Yol boyunca pek çok şey göreceksin, seyret, alabileceklerini al ve yoluna devam et.
Varmak güzeldir elbette ama bir o kadar güzel olan yolda olmaktır.
Manzaranın tadını çıkar.